Ara

Bismillahirrahmanirrahim

Yüce Allah buyuruyor ki:"Ben cinleri de, insanları da bana ibadet etmekten başka, bir şey için yaratmadım. Ben onlardan bir rızık da istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. Çünkü şüphesiz ki Allah'tır, hem rızkı veren, hem pek çetin kudret ve kuvvet sahibi olan." (ez-Zâriyât, 51/56-58)İbn

Ömer Radıyallahu anh'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "İslam beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, hac ve ramazan orucu(nu tutmak)." (Buhârî, I, 8 -lafız ona ait-; Muslim, I, 45)

6 Eylül 2009 Pazar

İstiskâ Namazının Kılınış Şekli

İstiskâ namazı iki rekâttir. el-Muğnî adlı eserde şöyle denilmektedir: İstiskâ namazının kılınacağını kabul eden kimseler arasında iki rekât olduğu hususunda görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz.844 Kılınış yeri ve hükümleri itibariyle tıpkı bayram namazının şekil ve hükümleri gibidir. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh'dan rivâyete göre; Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem pek iyi olmayan bir kılık ile çıktı... Bayramda kıldığı şekilde iki rekât namaz kıldı.845
Tirmizî dedi ki: Şafiî der ki: İstiskâ namazını bayram namazları gibi kılar. Birinci rekâtte yedi tekbir, ikinci rekâtte beş tekbir getirir. O bu hususta İbn Abbas’ın rivâyet ettiği hadisi delil gösterir.846
İstiskâ namazının musallâda (şehir dışındaki namazgâhta) kılınması müstehabtır. Bu, rekât sayıları bakımından, Kur'ân okuyuşu bakımından ve hutbeden önce kılınması yönüyle, her iki rekâtte kıraatten önce tekbirleri itibariyle, hep bayram namazı gibidir. Ancak istiskâ namazının muayyen bir vakti yoktur. Fakat namaz kılınması yasak olan vakitlerde kılınmaz. Çünkü istiskâ namazının vakti geniştir. Nehy zamanında yapılmasına ihtiyaç yoktur.

Daha uygunu ise bu namazı bayram namazı vaktinde kılmaktır. Çünkü mekân ve şekil itibariyle bayram namazına benzer. Âişe Radıyallahu anha'nın rivâyet ettiği hadiste de: "...Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem güneşin etrafı görülmeye başlayınca namaza çıktı..."847 hadisindeki ifadeler de bunu gerektirmektedir.
Kılınış şekli hususunda nafile namaz gibi iki rekât olarak kılınacağı da rivâyet edilmiştir. el-Muğni'de şöyle denilmektedir: Nafile namazı gibi iki rekât namaz kılar. Malik, Evzaî, Ebu Sevr ve İshak’ın görüşü budur. Ubâde b. Temim'in amcasından rivâyetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem yağmur duasına çıktı, iki rekât namaz kıldı ve elbisesini ters çevirdi.848 Ebu Hureyre de buna yakın bir rivâyet nakletmiş olup849 tekbiri sözkonusu etmemektedir. İfadenin zahirinden tekbir getirmediği anlaşılmaktadır. el-Hirakî'nin ifadelerinden açıkça anlaşılan da budur. Bununla birlikte ne şekilde yapılırsa caiz ve güzeldir.850
İstiskâ Namazı İle İlgili Bazı Hükümler
1. İstiskâ namazının hutbeden önce ve sahrada kılınması sünnettir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem o namazı sahradan başka bir yerde kılmamıştır. Diğer taraftan böylesi yüce Allah'a olan ihtiyacı daha ileri derecede ortaya koyan bir haldir.
2. İmam istiskâ namazı için çıkmak istediği takdirde önce insanlara öğüt vermeli, kalblerini yumuşatacak şekilde Allah’ın sevab ve ikabını hatırlatmalı, onlara yüce Allah'a karşı takvalı olmayı, masiyetlerden tevbe etmeyi, yapılan haksızlıkları hak sahiblerine vermek suretiyle onların sorumluluklarından kurtulmayı, birbirlerine helâllık vermeyi emreder. Çünkü masiyetler kıtlığın sebebi, takva ise hayır ve bereketlerin sebebidir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Eğer o ülke halkı iman edip de takva sahibi olsalardı, üzerlerine gökten ve yerden nice bereketler açardık. Fakat onlar yalanladılar. Bunun için biz de kazanmakta oldukları yüzünden onları (azabla) yakalayıverdik." (el-A’raf, 7/96)
Ayrıca cemaate, fakir ve yoksullara sadaka vermelerini emreder. Çünkü bu yağmurun yağması suretiyle onlara merhamet etmeye, rahmete mazhar olmalarına bir sebebtir. Sonra da Bu münasebetle sünnete uygun, şekilde gerekli hazırlıkları yapsınlar diye, onlara yağmur duası için çıkılacak günü tayin eder. Çünkü Âişe Radıyallahu anha şöyle demiştir: "...Ve insanlara çıkacakları bir günü tayin etti."851 Sonra sözleşilen günde musallaya çıkarlar. Tevazu, huşû’, zillet ve yakarışlarını izhar ederler. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem pek iyi olmayan kıyafetlerle, alçak gönüllü, Allah'a yalvarıp yakaran bir şekilde çıktı ve nihayet musallâya kadar geldi...852 Süs elbiselerini giyinmezler, koku sürünmezler. Çünkü böyle bir şey zînetin kemalindendir. Bugün ise tevazû’ ve boyun eğme günüdür. Allah'a ne kadar muhtaç olduklarını açığa vururlar.
el-Muğnî’de şunları söylemektedir: Su ile temizlenmek, misvak ve kokuları giderici şeyler kullanmak müstehabtır. Bütün insanların namaza çıkmaları müstehabtır. Dinine bağlı, hali mestûr ve salâh sahibi kimseler ile yaşlıların çıkmaları daha da müstehabtır. Çünkü böylesi duanın daha çabuk kabul edilmesine bir sebeb teşkil eder. Kadınlara gelince, yaşlı olanlarının, güzel ve alımlı görünümü olmayanların çıkmalarında bir sakınca yoktur. Genç ve alımlı kadınların ise yağmur duasına çıkmaları müstehab değildir. Çünkü onların çıkışları ile ortaya çıkacak zarar faydadan daha çoktur. Hayvanları çıkarmak müstehab değildir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bunu yapmamıştır.853
İmam az önce belirttiğimiz şekilde cemaate iki rekât namaz kıldırır. Birinci rekâtte Fatiha suresinden sonra: "O en yüce Rabbinin ismini tesbih et!" (el-A'laâ, 87/1) diye başlayan sureyi, ikinci rekâtte ise: "Sana örtüp bürüyenin haberi geldi ya." (el-Gâşiye, 88/1) diye başlayan sureyi okur. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh’ın dediğine göre; Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem pek güzel olmayan kıyafetlerle dışarı çıktı... ve bayram namazında kıldırdığı şekilde iki rekât namaz kıldırdı.854
el-Muğnî de diyor ki: İstiskâ namazı için ezan okumak ve kamet getirmek sünnet değildir. Bu hususta bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz... Çünkü bu nafile bir namazdır. Diğer nafilelerde olduğu gibi bunun için de ezan okunmaz. Mezheb alimlerimiz derler ki: Bu namaz için "es-salâtu câmia: topluca namaza" diye seslenilir. Tıpkı bayram ve Kusûf namazlarında seslenildiği gibi.855
Daha sonra imam bir tek hutbe okur. el-Kâfi’ de şöyle denilmektedir: Çünkü ravilerden hiçbir kimse iki hutbe okunduğunu nakletmiş değildir.856
Kimi ilim adamları iki hutbe okunacağını söylemiştir. Bu hususta genişlik vardır; fakat sünnete ittiba daha uygundur. Hutbe namazdan sonra okunur. Çünkü Ebu Hureyre'den gelen rivâyete göre o şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem bir gün istiskâ için çıktı. Bize ezansız ve kametsiz iki rekât namaz kıldırdıktan sonra bize hutbe irad etti..."857 Ayrıca İbn Abbas ta şöyle demektedir: "...Ramazan ve kurban bayramlarında yaptığı gibi bu sefer de yaptı."858 Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in çoğu halleri böyle idi. Müslümanların uygulaması da bu şekilde devam etmiştir.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in namazdan önce hutbe okuduğu da vârid olmuştur. Kimi ilim adamı da bu görüştedir. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "...Minberin üzerine oturdu, tekbir getirdi, yüce Allah'a hamdetti. Sonra dedi ki... ve inip iki rekât namaz kıl(dır)dı..."859
Abdullah b. Zeyd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem istiskâ namazı için çıktı. Kıbleye dönüp dua etti. Sonra elbisesini ters çevirdi. Sonra iki rekât namaz kıldırdı. Bu rekâtlerde açıktan Kur'ân okudu."860
3. İstiskâ namazı hutbesinde çokça Allah'tan mağfiret dilemeli ve mağfiret dilemeyi emreden âyetleri okumalıdır. Yüce Allah’ın şu buyrukları gibi: "Arkasından: Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok mağfiret edicidir, dedim. Böylece O üzerinize semayı (yağmuru) bol bol salıverir. Mallarla, oğullarla size yardım eder, size bağlar ve bahçeler verir ve sizin için nehirler akıtır." (Nuh, 71/10-12); "Bir de Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzel bir şekilde (nimetleriyle) faydalandırsın ve her fazilet sahibine kendi lütfunu versin. Eğer yüz çevirirseniz muhakkak ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım." (Hud, 11/3); "Rabbinizden mağfiret dileyin ve sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim rahmet edicidir, çok sevendir." (Hud, 11/90) vb. daha başka âyetleri okur. Çünkü bu yağmurun yağmasına bir sebebtir. Masiyetler ise kesilmesine sebebtir. Allah'tan mağfiret dileyip, tevbe etmek ise masiyetleri siler.
Ayrıca çokça dua eder. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, ben de duanızı kabul edeyim." (el-Mu'min, 40/60); "Ona korkarak ve umarak dua (ve itaat) edin. Şüphesiz Allah'ın rahmeti iyi hareket edenlere pek yakındır." (el-A'râf, 7/56)
Dua ederken ayakta dua eder ve ellerini kaldırır. Çünkü Enes şöyle demiştir: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem hiçbir duasında ellerini kaldırmazdı. İstiska (namazı) duasında (kaldırması) müstesnadır. O koltuk altlarının beyazı görününceye kadar ellerini kaldırırdı."861
İnsanlar da oturdukları halde ellerini kaldırarak “âmin” derler. Çünkü Enes'in rivâyet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem dua etmek üzere ellerini kaldırdı, insanlar da onunla birlikte dua etmek üzere ellerini kaldırdılar..."862 Duada ısrarlı ifadeler kullanır. Çünkü Ebu Hureyre'den gelen rivâyete göre o, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: "Kul günahı gerektiren bir şey ile yahut akrabalığı koparan bir hususu zikrederek dua etmedikçe kulun duası kabul edilir. Elverirki acele etmesin.” Ey Allah’ın Rasûlü, acele etmek ne demektir diye soruldu. Şöyle buyurdu: Kul: “Ben dua ettikçe ettim, fakat bir türlü benim duamın kabul edildiğini görmedim, der. İşte o vakit dua etmeyi keser ve duayı terkeder."863
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'a salât ve selâm getirir. Çünkü bu duanın kabul edilmesinin sebeplerindendir. Bu konumda Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'e uyarak, ondan varid olmuş duaları okuyarak dua eder. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki sizin için Allah'ı ve âhiret gününü ümit eden ve Allah'ı çokça anan kimseler için Rasûlullah’ta güzel bir örnek vardır." (el-Ahzâb, 33/21)
Bunlardan biri de Câbir b. Abdullah'tan gelen rivâyettir. O dedi ki: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in yanına ağlayarak gelenler oldu, şöyle buyurdu:

Allah'ım, imdada yetişen, afiyet olan, merayı bitiren, faydalı ve zarar vermeyen, geç gelmeyip âcil gelen bir yağmur ile bizleri sula..."864
Amr b. Şuayb'dan, o babasından, o da dedesinden rivâyete göre şöyle demiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem yağmur için dua ettiğinde şöyle derdi:



Allah'ım kullarına, davarlarına su ver, onlara rahmetini yay ve ölmüş olan ülkeni canlandır!"865
Ve buna benzer vârid olmuş daha başka dualar yapar.
Hutbe esnasında kıbleye dönerek dua etmesi, elbisesini ters çevirmesi sünnettir. Sağ tarafını sola, sol tarafını sağa getirir. Çünkü Abbâd b. Temim amcasından şöyle dediğini rivâyet etmektedir: "Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'i istiskâ namazı kılmak için çıktığı günü gördüm. İnsanlara sırtını döndü, kendisi kıbleye dönerek dua etmeye başladı. Sonra elbisesini ters çevirdi. Sonra bize Kur'ân'ı açıktan okuduğu iki rekât namaz kıldırdı."866
Bundaki hikmet -doğrusunu en iyi bilen Allah'tır ya- kıtlıktan ve darlıktan yağmurun yağmasına, bolluğa ve genişliğe doğru bir durum değişmesini ümit ettiğini göstermek içindir. İnsanlar da imamları gibi elbiselerini ters çevirirler. Bu da Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in fiili uygulamasına uymaktır. Bunun ona özel olduğuna dair bir delil getirilmedikçe bu böyledir. Eğer yüce Allah müslümanlara yağmur yağdırırsa mesele yok, değilse ikinci, üçüncü defa istiskâ namazını tekrar ederler. Çünkü bu namazı gerektiren sebep ve ona ihtiyaç hissettiren hal olduğu gibi devam etmektedir. Bu ise yağmura duyulan ihtiyaçtır.
4. el-Muğni’de şöyle demektedir: Şâyet çıkmak için hazırlanırken çıkmadan önce yağmur yağıp, henüz daha çıkmamış iseler nimeti dolayısıyla yüce Allah'a şükrederler ve lütfundan daha fazla vermesini dilerler. Eğer çıktıkları halde namaz kılmadan önce yağmur yağarsa, yüce Allah'a şükür olmak üzere namaz kılarlar, O'na hamdederler, dua ederler.867
5. Yağmur yağdığı takdirde ilk damlaları düştüğünde insanın yağmurdan kendisine bir şeyler isabet etmesi için durur ve: " : Allah'ım, faydalı bir yağmur (niyaz ederiz)” der. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'dan sabit olduğuna göre o yağmuru gördü mü: "Allah'ım, bunu faydalı bir yağmur kıl." diye dua ederdi."868 Yine: "Allah’ın lütuf ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı, der."869 Çünkü böyle demek, Sahih-i Buhârî'de sabit olmuştur.
6. Yağmur fazla yağar, zarar vereceğinden korkulursa yine Allah'a dua ederler. Onu hafifletmesini, zararını önlemesini niyaz ederler. Çünkü Enes'in rivâyet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Bir adam Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'a gelerek şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü, evler yıkıldı, yollar kesildi, davarlar helâk oldu. Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Allah'ım, dağların ve kum tepelerinin üstünde, vadilerin iç taraflarında, ağaçların bittiği yerlerde (yağmurunu yağdır). Bunun üzerine yağmur bir elbisenin çıkarılması gibi Medine üzerinden çekildi."870
Bu hadis-i şerifte oldukça yüksek nebevî bir edeb vardır. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem nimet ile birlikte gelen zarardan dolayı kızmadı. Yüce Allah'tan bu zararı kaldırıp, yağmur nimetinin kalmasını niyaz etti. Yoksa mutlak olarak yağmurun kaldırılmasını istemedi. Çünkü o yağmura başka yerlerde ihtiyaç vardır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder