Ara

Bismillahirrahmanirrahim

Yüce Allah buyuruyor ki:"Ben cinleri de, insanları da bana ibadet etmekten başka, bir şey için yaratmadım. Ben onlardan bir rızık da istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. Çünkü şüphesiz ki Allah'tır, hem rızkı veren, hem pek çetin kudret ve kuvvet sahibi olan." (ez-Zâriyât, 51/56-58)İbn

Ömer Radıyallahu anh'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "İslam beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, hac ve ramazan orucu(nu tutmak)." (Buhârî, I, 8 -lafız ona ait-; Muslim, I, 45)

30 Ağustos 2009 Pazar

NAMAZDA MEKRUH OLAN ŞEYLER

Namaz kulun Allah'a yakınlaşmasıdır. Kul, namazda yüce Rabbine seslenir. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem bize şunu haber vermektedir: "Sizden herhangi bir kimse namazında ayakta durdu mu (bilsin ki) Rabbine seslenmekte, yahutta Rabbi onun ile kıble arasındadır."296
Allah'ın huzuruna çıkmak huşû’ duymayı, ondan korkmayı, şevk ve istek duymayı gerektirir. Bundan dolayı böyle bir konumda gerekli edebi takınmak ve bu huzura varmanın azameti ile bağdaşmayan hususlardan uzak kalmak gerekir.
Namazda yapılması mekrûh olan şeylerden ötürü namaz bozulmaz; fakat mükemmel bir edeb takınmak aşağıdaki hususlardan uzak kalmayı gerektirmektedir:
1. GEREKSİZ YERE SA⁄A VE SOLA BAKMAK. Çünkü insan namaz kılmak üzere ayağa kalktığı vakit şanı yüce Allah da onun yüzünün baktığı kıble tarafındadır. Başka yere dönüp bakmak ise şanı yüce Allah'tan yüz çevirmek anlamına geldiğinden edebe aykırıdır. Âişe Radıyallahu anha'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e namazda başka tarafa dönüp bakmaya dair soru sordum da şöyle buyurdu: "Bu şeytanın kulun namazından gizlice çaldığı bir şeydir."297
Ancak ihtiyaç duyulacak olursa mekrûh olmaz. Çünkü İbn Abbas'tan rivâyet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda sağa ve sola bakar, arkasına doğru boynunu bükerdi."298
Ayrıca Sehl b. el-Hanzaliyye şöyle demiştir: "...Peygamber -ona ve aile halkına salât ve selam olsun- namaz kılarken, yola doğru bakıyordu..."299 Çünkü Enes b. Ebi Mersed el-⁄anevî'yi gözcü olarak göndermişti. Ve onun yolunu gözlüyordu.
İltifât (başka tarafa dönüp bakmak) birisi beden ile olan maddî, diğeri ise kalb ile olan manevi olmak üzere iki türlüdür. Müslüman namaz sırasında bedenine hakim olabilir. Manevi olanın tedavisi için de Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'in öğrettiği gibi sol tarafına üç defa tükürür gibi yaparak koğulmuş şeytandan Allah'a sığınmak (eûzu billahi mine'ş-şeytani'r-racim demek) ile olur.
2. İster kıraat, ister rukû’, ister rükûdan kalkarken ya da namazdaki herhangi bir halde SEMAYA BAŞINI KALDIRIP BAKMAK. Çünkü Enes b. Malik Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Bir takım kimselere ne oluyor ki, namaz kıldıklarında başlarını semaya kaldırıp bakıyorlar?” Sonra sözleri bu hususta o kadar ağırlaştı ki, sonunda şöyle buyurdu: "Bunlar ya bu işi yapmaktan vazgeçerler yahutta gözleri kör edilecek."300
Başı kaldırıp bakmanın Allah'a karşı bir saygısızlık olduğu, buna karşılık namaz kılanın hudû’ içinde (mütevazi ve saygılı) olması gerektiği açıktır.
3. ZORUNLULUK OLMAKSIZIN GÖZLERİ KAPAMAK. Çünkü İbn Abbas şöyle demektedir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse namaz kıldığında gözlerini yummasın."301 Bu mecusilerin ateşe taptıkları sırada yaptıkları işe benzer. Çünkü onlar da gözlerini yumarlar. Bunun yahudilerin namazda yaptıkları bir uygulama olduğu da söylenmiştir. İslâm ise kendisinden önceki bütün dinleri ve bu dinlerin ibadet şekillerini neshetmiştir. Yahudi veya başka dine mensub bütün kâfirlere benzemek ise bize yasaktır. Özellikle dinî ibadetlerinde. İmamın önünde kendisini meşgul edecek ve huşû’unu bozacak -kıbledeki süsler ve boyalı şeyler gibi- bulunacak olursa, sadece ihtiyaç kadarı gözlerin yumulması müstehabtır, fakat bu -mekrûh oluşundan ötürü- sürekli bir adet haline getirilmemelidir.
4. OYALAYICI ŞEYLERE BAKMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem nakışlı, üzerinde birtakım alâmetler bulunan yünlü bir elbisede namaz kıldı da şöyle buyurdu: "Bu elbisenin nakışları beni meşgul etti. Bunu alıp Ebu Cehm'e götürün de onun yerine bana üzerinde nakış bulunmayan deve tüyünden bir elbise getirin."302
5. NAMAZ KILANIN ÖNÜNDE OYALAYICI BİRŞEY BULUNURKEN NAMAZ KILMAK. Çünkü Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Âişe Radıyallahu anha'ya şöyle demiştir: "Sen bizim önümüzden şu renkli örtünü al. Çünkü benim namazımda birtakım suretler gözümün önüne gelip duruyor."303
Bundan dolayı namaz kılan kimsenin namaz kıldığı yerde kendisini meşgul edip şaşırtacak herbir şeyi kaldırması gerekir.
6. SECDE HALİNDE İKEN İK’A (KÖPEK OTURUŞU) İLE KOLLARIN YERE YAPIŞTIRILMASI. Çünkü Âişe Radıyallahu anha Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in namazını anlatırken şöyle demektedir: "...O şeytanın arkası üzerine (makadı) oturmasını ve adamın kollarını yırtıcı hayvanlar gibi yere yapıştırmasını yasaklardı..."304
Enes b. Malik Radıyallahu anh Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: "Secde halinde azalarınız itidalli olsun. Sizden herhangi bir kimse kollarını köpek gibi yere yaymasın."305
İk'a (köpek oturuşu)nun birkaç şekli vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: Ayaklarının üst taraflarını yere doğru yapıştırması, sonra topukları üzerine ya da topuklarının arasına oturması. Bu köpeğin ik'asına benzer. İnsan bu şekilde oturduğu vakit sağlam oturamaz. Bir diğer şekil şöyledir: Uyluklarını ve bacaklarını dikerken topukları üzerine oturması şeklidir. Hele ellerini de yere dayamışsa Köpek oturuşuna en çok uyan şekil budur. Bir diğer şekil ise ayaklarını dikip, kabaları üzerinde oturma şeklidir.
Ali Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "İki secde arasında ik'a yapma"306
İnsanın hayvana benzememesi için, kolların yere yapıştırılması mekrûhtur. Onları uzaklaştırmak ve yerden kaldırmak müstehabtır. Elverirki uzun secde yaptığından ötürü bu hal ona zor gelmesin. Şâyet bu durum ona ağır gelirse, dirseklerini dizlerine dayar.
7. NAMAZ KILAN KİMSENİN ELBİSESİYLE, BEDENİYLE YAHUT BULUNDU⁄U YERLE; İHTİYAÇ DUYMAKSIZIN AZALARIYLA U⁄RAŞMASI. Çünkü Ebu Zerr Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse namaza durdu mu şüphesiz ki rahmet onun karşısındadır. Bundan ötürü secdeden sonra sakın alnına yapışan taşları eliyle silmeye yeltenmesin."307
Oynayarak beden hareket eder, böylelikle kalb karşısındaki rahmete yönelmekten başka bir işle meşgul olur ve bu rahmetten payını elde edemez. Ayrıca bu namaz esnasında istenen ciddiyete de aykırıdır. Üstelik bu şekilde hareket ettiği vakit namazın içine namazdan olmayan hareketleri de sokmuş olur.
8. ELLERİ BELİNİN ÜZERİNE KOYMAK SURETİYLE NAMAZDA TEHASUR YAPMAK. Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Adamın tehassur halinde (ellerini belinin üzerinde bağlayarak) namaz kılması yasaklandı."308
el-Hâsira, kalçanın üst tarafındaki karnın ince yerine (bel) denir. Bu yasağın illeti de Âişe Radıyallahu anha'ın rivâyet ettiği hadiste belirtildiği üzere, bu işin yahudilerin yaptıkları işlerden oluşundan ötürüdür.
9. YELİN KENDİSİNE DO⁄RU GELMESİNİ SA⁄LAMAK AMACIYLA NAMAZ KILANIN ELİNDE TUTTU⁄U BİR YELPAZE İLE NAMAZ ESNASINDA RÜZGAR YAPMASI. Çünkü böyle bir davranış çokça hareket etmeyi ve namazdan başka işlerle meşgul olmayı gerektirir. Eğer ihtiyaç bunu gerektirirse, bunda mekrûhluk kalmaz. Çünkü mekrûh olan bir iş, ihtiyaç halinde mübah olur.
10. NAMAZDA PARMAKLARI BİRBİRİNE KENETLEMEK VE ONLARI ÇITLATMAK. Çünkü Ka’b b. Ucre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda iken parmaklarını birbirine geçirmiş bir adam gördü, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem parmaklarını birbirinden ayırdı.309 Diğer taraftan Ali b. Ebi Talib Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Namazda iken parmaklarını çıtlatma."310
Parmakları birbirine kenetlemek (teşbiku'l-esabi’); onları birbirine geçirmek demektir. Çıtlatmak (ka'kaa) ise ses çıkartıncaya kadar parmakları çekmekle olur. Bu da çevresindeki cemaati şaşırtır ve abes bir iştir. Bu işin mekrûh olduğu yer namazdır. Hatta namaza çıkarken ve mescidde namazı beklerken de parmakları birbirine geçirmek mekrûhtur. Namazda mekrûh olması ise öncelikle sözkonusudur. Çünkü Ka’b b. Ucre'den rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden bir kimse güzel bir şekilde abdest alır, sonra mescide gitmek üzere dışarı çıkarsa sakın parmaklarını birbirine kenetlemesin. Çünkü bu kimse (bu haliyle) namazdadır."311
11. YEMEK HAZIRKEN NAMAZ KILMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Yemek konulmuş ve namaz için kamet getirilmiş ise önce yemeğinizi yiyiniz."312 Yine ondan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyururken dinledim: "Yemek hazırken de, kişi küçük ve büyük abdestini zorla tutmaya çalışırken de namaz kılınamaz."313
Ancak bu yasak için üç şart aranır:
1- Yemek hazır olmalıdır.
2- Namaz kılanın canının o yemeği çekmesi gerekir.
3- Namaz kılacak olan kimsenin hem maddi bakımdan, hem şer'î bakımdan o yemeği yiyebilecek durumda olması gerekir.
Aç olmakla birlikte yemek hazır değilse, namazı geciktirmez. Eğer yemek hazır olup ona aldırış etmeyecek şekilde tok ise namazını herhangi bir mekrûhluk sözkonusu olmaksızın kılar. Yine yemek hazır olmakla, canı da çekmekle birlikte, ikindi namazı esnasında iftarda yiyecekleri hazırlanan oruçlu kimsenin durumunda olduğu gibi o an şer'an onu yemekten men edilmişse, kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü bu şekilde namazı bekletmenin hiçbir faydası yoktur.
Yiyemeyecek kadar sıcak bir yemek önüne getirilen kimsenin durumu da böyledir. Böyle bir kimse kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü (namazı) bekletmenin bir faydası olmaz. Yine bir kimsenin yanında başkasına ait bir yemek hazırlanır, onun da canı o yemeği çekiyorsa aynı şekilde kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Çünkü şer'an böyle bir yemeği yiyemez. Eğer kendisinin sahib olduğu yemek hazırlanır fakat, bir zalim o yemeği yemesine engel teşkil ediyorsa, yine kerahet sözkonusu olmaksızın namazını kılar. Zira namaz kılmamasının bir faydası yoktur, çünkü maddi olarak o yemeği yemesi engellenmektedir.
12. NAMAZ HALİNDE KÜÇÜK, BÜYÜK ABDESTİNİ ZORLA TUTMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Yemeğin hazır olması halinde de kişi küçük büyük abdestini tutmaya çalışması halinde de namaz olmaz."314
Bunda pek büyük bir hikmet vardır. Çünkü böyle bir sıkışıklığı gidermekle bedeni bir zarar önlendiği gibi, namaz ile ilgili bir zarar da önlenmiş olur. Küçük ya da büyük abdesti yahutta gazı tutmak sağlık bakımından sindirim cihazlarını olumsuz etkiler. Ayrıca kişi bu halde iken küçük ya da büyük abdestini yahut gazını tutmakla meşgul olacağından huzurlu bir kalb ile, rahat bir gönül ile namaz kılmasına imkân bulunmaz.
Bundan dolayı insanın namaza yüce Allah'ın huzurunda durmanın azametine yakışan bir şekilde hazırlanması gerekir. Hatta yanında su yok, teyemmüm yapmak zorunda kalacak olsa dahi bu böyledir. Çünkü teyemmüm ile namaz kılmak, icma ile mekrûh değildir. Halbuki küçük ve büyük abdestini zorlayarak namaz kılması mekrûhtur ve böyle bir şekilde namaz nehyedilmiştir.
Cemaati kaçıracak olsa dahi ihtiyacını görmesi ve abdest alması gerekir. Çünkü bu bir mazerettir. Hatta namaz esnasında bile böyle bir hal zuhur edecek olursa imamdan ayrılabilir.
Eğer ihtiyacını karşılamak ve abdest almak halinde vaktin çıkacağından korkarsa, bu halde namaz ya öğle ve akşam gibi cem’ edilebilen bir vakit namazıdır, o takdirde gider ihtiyacını görür ve namazları cem’ ile kılmayı niyet eder. Çünkü böyle bir durumda cem etmek caizdir. Yahutta ikindi, yatsı veya sabah namazı olabilir. Bu halde de ilim ehlinin iki görüşü vardır:
1- Abdestini zorla tutmakta olsa dahi, vakti kaçırmamak için namaz kılar.
2- Vakit çıkacak olsa dahi ihtiyacını giderir ve öyle namaz kılar. İhtiva ettiği kolaylık zararı gidermesi, namazda kalb huzurunu sağlaması bakımından bu görüşün doğru olma ihtimali daha güzeldir.
13. UYKU BASTIRMASI HALİNDE NAMAZ KILMAK. Çünkü Âişe Radıyallahu anha'dan rivâyete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sizden herhangi bir kimsenin uyuklaması gelirse, uykusu gidinceye kadar yatıversin. Çünkü sizden bir kimse uyuklamakta iken namaz kılacak olursa, muhtemeldir ki mağfiret dilemek isterken bu sefer kendisine beddua eder."315
Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediği nakledilmiştir: Bu Ebu Hureyre'nin bize Rasûlullah Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem'den naklettiği hadislerdir deyip, birtakım hadisler zikretti. Bunlardan birisi de şudur: Ve Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Eğer Kur'ân diline dolanır da ne söylediğini anlayamıyor ise yatıversin."316
14. İMAM DIŞINDAKİ KİMSELER İÇİN MESCİDİN MUAYYEN BİR YERİNİ ORADA NAMAZ KILMAK İÇİN TAHSİS ETMEK. Çünkü Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'den gelen rivâyete göre o; karganın gagalaması(gibi süratli namaz kılınması)nı, yırtıcı hayvanın oturuşu(gibi oturulmasını)nu ve kişinin namazda devenin yerini hazırlaması gibi bir yer edinip bellemesini yasaklamıştır.317
15. FATİHA’YI NAMAZDA İKİ YA DA DAHA FAZLA TEKRARLAMAK. Çünkü bu Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den nakledilmemiştir. Zira bu bir hayır olsaydı, elbetteki o bunu yapardı. Bundan dolayı (aynı rekâtte) tekrar -kaçırdığı meşru bir işi telafi etmek için olması hali dışında- bid'atlerden sayılır. Telafi için olursa sakıncası yoktur. Mesela bir kimse unutarak açıktan okuması gerekirken, gizlice okursa Fatiha'yı tekrar okumasında bir sakınca yoktur. Çünkü meşru olan sesli okumayı kaçırmış bulunmaktadır. Aynı şekilde kalbi gafil iken Fatiha'yı okuyan kimse de kalbinin uyanması için tekrarlaması da böyledir. Çünkü bu şer'î bir maksad için bir tekrardır.
16. NAMAZDA A⁄ZI ÖRTMEK VE ELBİSEYİ YERE SALMAK (SEDL). Çünkü Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem namazda elbiseyi sarkıtmayı (sedli)318 ve kişinin ağzını örtmesini yasaklamıştır.319
17. NAMAZ ESNASINDA ARKADA SAÇI TOPLAMAK VE ELBİSENİN KOLLARINI KIVIRMAK. Çünkü İbn Abbas Radıyallahu anh'ın rivâyetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ben yedi aza üzerinde secde etmekle ve ne saçı ne de elbiseyi toplamamakla emrolundum."320
18. KİŞİNİN SAÇLARINI BAŞINDA TOPUZ (AT KUYRU⁄U) YAPMIŞ BİR HALDE YAHUTTA KOLLARI BA⁄LI OLARAK NAMAZ KILMASI. Çünkü Abdullah b. Abbas'tan rivâyetine göre o Abdullah b. el-Hâris'i saçları başının arkasında toplanmış olarak namaz kılarken görmüş, kalkıp saçlarını çözmeye başlamış, Abdullah namazını bitirince İbn Abbas'a yönelerek: Başımdan sana ne? diye sorunca İbn Abbas şu cevabı vermiş: Ben Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'i şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz bunun misali tıpkı elleri bağlı iken namaz kılan kimsenin haline benzer."321
19. OTURUŞTA ELE DAYANMAK. Çünkü İbn Ömer Radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem kişinin namazda iken eline dayanarak oturmasını nehyetti..."322
20. ALNI ÇOKÇA SİLMEK. Çünkü Ebu Hureyre'nin rivâyetine göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kişinin namazını bitirmeden önce alnını çokça silmesi bedbahtlıktandır."323
21. SA⁄A SOLA ÇOKÇA MEYLETMEK. Çünkü Atâ şöyle demiştir: Ben namazda az hareket etmeyi ve ayakları üzerinde mutedil bir şekilde durmayı severim. Ancak buna güç yetiremeyen yaşlı bir kişi olması müstesnâ. Nafile namaz uzayabilir. Bu durumda kimi zaman bu tarafa, kimi zaman öbür tarafa dayanmak kaçınılmaz olur. İbn Ömer ayaklarının arasını fazla açmaz, fakat biri de diğerine yapışmazdı. İkisi arasında bir şekilde dururdu.
22. ÇÖPLÜK, MEZBAHA, YOL A⁄IZI, HAMAM, DEVE A⁄ILLARI VE KABRİSTANLARDA NAMAZ KILMAK. Çünkü İbn Ömer Radıyallahu anh'dan rivâyete göre Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem yedi yerde namaz kılınmasını yasaklamıştır: "Çöplükte, mezbahada, kabristanda, yol ağzında, hamamda, develerin ağıllarında ve Beytullah'ın damı üzerinde."324
23. NAMAZDA ESNEMEK. Çünkü Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Namazda birinizin esnemesi gelirse, gücü yettiğince onu önlesin. Çünkü şeytan (ağzından) içeri girer."325 Esneme halinde elin ağıza konulması mendubtur. Çünkü Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: "Sizden herhangi bir kimse esnediği takdirde eliyle ağzını kapatsın. Çünkü şeytan (ağzından) içeri girer."326
İnsanların alıştıkları, esneme halinde şeytandan Allah'a sığınmanın ise aslı yoktur.
24. ÖNDEKİ SAFTA BOŞLUK VARKEN ARKA SAFTA NAMAZ KILMAK. Çünkü Ebu Bekre Radıyallahu anh; Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem rükûda iken namaza yetişti de safa ulaşmadan önce rükûya vardı. Durumu Nebi Sallallahu aleyhi vesellem'e anlatınca, Peygamber: "Allah gayretini arttırsın, fakat bir daha yapma." diye buyurdu.327
25. NAMAZDA KIRAAT ESNASINDA KUR’AN’IN SÛRE VE ÂYETLERİNİN SIRALAMASINA RİVAYET ETMEMEK. Bu işe "tenkîs (altüst etme)" denilir. Çünkü ashab-ı kiram (Allah onlardan razı olsun) mü'minlerin emiri Osman b. Affan döneminde hemen hemen icmâ denilebilecek şekilde imam mushafı tertib ettiler ve onu bu şekilde tertiplediler. Dolayısıyla onların icmâının yahutta onlardan icmâ gibi olan bir halin dışına çıkmamak gerekir. Çünkü onlar bizim selefimiz ve bizim uyduğumuz önderlerimizdir. Namaz ise başından sonuna kadar bir tek ibadettir. Bundan dolayı tertibe muhalefet mekrûhtur.
26. ÜZERİNE SECDE YAPMAK İÇİN ALNINA HAS BİRŞEY EDİNMEK. Çünkü bu fiil Râfizî'lerin davranışına benzer. Onlar bu işi dine bağlılık kabul ediyorlar ve seramik gibi bir parça üzerinde (secde ederek) namaz kılarlar, bunu Necef-i Eşref dedikleri yerde imal ederler.
27. İHTİYAÇ OLMADAN GÖZLE, KAŞI YA DA ELİ HAREKET ETTİRMEKLİ YA DA BENZER BİR ŞEKİLDE İŞARETTE BULUNMAK. Eğer selamı almak gibi bir ihtiyaç sebebiyle olursa, bunda kerâhet olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder